15 Aralık 2012 Cumartesi

Uyursanız Ölürsünüz...




   Federasyonun büyük kıyağı(!) sonrası 7 günde oynanan 3 maçlık periyotun son halkasıydı Eskişehir maçı.Üçte üç yapıp gereken yere mesajı iletecekti Bursaspor ama olmadı.İlk yarısında sahadan sildiği rakibi karşısında ikinci yarı yediği 2 gol ve verdiği pozisyonlarla kaybetmenin eşiğinden döndü.Sonuç olarak sahadan 2-2 beraberlik ile ayrıldı ve yine bir çıkış yakalayacakken takıldı.

   Maça dönecek olursak; maç Bursaspor için iki bölümden oluşuyor.2-1 den öncesi ve 2-1 den sonrası.

   2-1 den önceki bölümde pas yapan, topu istediği gibi oynayan ve adeta rakibine sahayı dar eden bir Bursaspor var sahada.Rakibine üstünlüğünü kabul ettirdi ve Belluschi ile öne geçti.Kontrollü bir şekilde devreyi 1-0 önde kapadı.İkinci devre başında rakip defansın hatasından 2. golü de bulunca tam maç koptu diye düşündük ama hiç te öyle olmadı.Altyapı takımlarında bile yapılmayacak olan savunma hatası ile yenilen gol her şeyi değiştirdi ve maçın 2-1 den sonraki 2. bölümü başladı

   2-1 den sonraki bölümde ise ilk bölümün ta aksine bir Bursaspor vardı sahada.Doğru düzgün ne pas ne de atak yapabilen, rakibin baskısına boyun eğmiş bir takım vardı sahada.Sanki ilk yarıdaki takım gitmiş yerine başka bir takım gelmişti.Defans evlere şenlik, forvet etkisiz, ortasaha çökmüş.Ölüm uykusuna yatmış takım sanki.

   Saha içinde takımın en iyi ismi tartışmasız N'diaye idi.Ortasahada tek ayakta kalan isim oldu maç boyunca. Bursaspor'a geldiğinden beri belki de en iyi maçını çıkardı.Belluschi ilk yarı iyiydi ama ikinci yarı düştü.Tuncay fena değildi.İlk golden önce sağ bekin kademesine girmesi fizik olarak yeterli olmasa da hırsının hala yeterli düzeyde olduğunu gösteriyor.Bu üç isim dışında biraz Sestak ve Ferhat etkili olmaya çalıştılar.Gerisi etkisizdi.Batalla'nın uzun bir süre ismi duyulmadı maç boyunca.Basser'i forsuzluğu devam ediyor.Ozan Tufan gibi bir altyapımızdan çıkmış bir gencin bu adamdan hiç bir eksiği yokken oynatılmaması garip.Defans ikilisi tam anlamıyla rezalet.İkisi de birer gol yedirerek rakibe müthiş katkı sağladılar.daha önce de söyledik burda ama birilerinin Serdar Aziz'i ciddi bir şekilde uyarması şart ve bunu yapanlar kulüpten olsun mümkünse.Uyarı tribünden gelirse çok sert olabilir.Tabi Vederson'u unutmamak gerek.Adam maç seçmeksizin rezil futboluna devam ediyor ve hala neye dayanarak bu takımın banko oyuncusu şaşırmaak elde değil.Son olarak ta Pinto'ya değinmek gerekirse durum iç burkucu açıkçası.Adam bitmiş, okeye dönüyor resmen.Toparlanması şart.Hem de acilen...


   İzleyenler bilir.Nefes:Vatan Sağolsun diye bir film var ve yine izleyenler filmin başındaki sahneyi hatırlar.Komutan ve yanındaki birlik nöbette uyuyan askerin yanından birliğe girerler kimse farketmeden.Sabah icitmasında da komutan hepsine azar çeker ve en son şu cümleyi sarfeder: Uyursanız ölürüsünüz!! İşte dün akşam Bursaspor da 49. dakikada uyudu ve maç boyunca bir daha uyanamadı.Olayın özeti budur...

9 Aralık 2012 Pazar

Haddini bil Tuncay Şanlı!!!




   Dün akşam zor bir maçı geride bıraktı Bursaspor.Başında Hector Cuper gibi defans futbolunu çok iyi oynatabilen bir hocanın bulunduğu Orduspor karşısında zor da olsa 1-0 kazanmayı bildi.Aslında maç içinde çok pozisyona girmesine rağmen rakip kaleci Fornezzi'nin kalesinde devleşmesi farka engel oldu.Neyse ki 89. dakikada son günlerin formda ismi Sestak imdada yetişti ve galibiyeti getiren gole imza attı.Sahada takımın en iyi ismi ise uzak ara Belluschi'ydi.Her yere yetişti adeta.Ayağını raket gibi kullanıp attığı müthiş paslar bir harika.Orduspor'un kalecisi Fornezzi'nin insanüstü performansı olmasa kesinlikle maçın yıldızıydı.

   Buradan Ertuğrul Sağlam'a seslenmek istiyorum: Yeter artık hocam, her maç neden seyirci yok diye isyan etmeyin.Bu isyanı etmeden önce aynaya bakın ve deyin ki biz ne yaptık ta bu adamları bu kadar küstürdük? Bize neden kızdılar da maça gelmiyorlar? Önce kendi içinizde bu soruların cevabını verin, sonra taraftarı eleştirin.

   Neyse gelelim asıl mevzuya.

   Başlıktaki resimde çok değerli yıldız (!) oyuncumuz Tuncay Şanlı'nın dün gündüz saatlerinde attığı iki tweet mevcut.Şimdi soruyorum.Sana mı kaldı Bursaspor tribünlerini sorgulamak Tuncay efendi?Sen kimsin ki bizi başarı taraftarı olmakla suçluyorsun? 4-0 gerideyken stadı terk etmeyip esir alan bu tribüne, bu taraftara sen neye dayanarak başarı taraftarı demeye çalışıyorsun?Sen önce taraftar hakkında atıp tutacağına kendini nasıl toparlayacağını düşün, bu bitik halinin hesabını ver kendine ve sana inananlara Bu taraftar seni bağrına bastığı gibi yerin dibine de sokmasını çok iyi bilir..Bursaspor taraftarını sorgulamak senin haddine değildir Tuncay Şanlı. Haddini bil!!!


   Ek olarak;

   Maç boyu bir halt etmeyip golden sonra İNADINA TEKSAS diye bağırmakla oluyor bu işler.

2 Aralık 2012 Pazar

Problem




   Yine huzurun eksik olduğu, bir tarafın eksik ve sevinçlerin yarım kaldığı bir haftayı geride bıraktık.Bunun tek bir nedeni var tabiki de: Bursaspor!! Kağıt üzerinde çantada keklik görülen bir maçı ancak böyle zor duruma sokulabilirdi ve sağolsun Ertuğrul Sağlam üstün(!) antrenörlük dehasıyla bunu da gerçekleştirdi.Karşıdaki rakip ligin en zayıf ekibi ve bir puanı bile ekstra olarak görüyor ancak 3 puanı elinden kaçırıyor.Evet son dakikalarda maçı alabilirdik, Tuncay'a takıldık ama 2-0'dan sonra 2-1'i kısa bir sürede yakalamasak 1 puan bile hayal olurdu.

   Maça bakınca; ki insanın bakası gelmiyor ilk defa yıllar sonra bir Bursaspor maçını sonuna kadar izlemek istemedim neresinden tutsan elinde kalıyor.Hafta içi müthiş derecede zor(!) bir kupa maçına çıkacağımız için kadroda rotasyona gidilmiş.İlk dakikalarda biraz baskı var ancak sonrasındaki tablo rezalet.Ciddiyetsizlik tavan yapmış sahada.Rakibini ciddiye almadı Bursaspor ve cezayı 16. dakikada kesti Akhisar.Ancak buna rağmen sahada bir iki adam dışında bir şey yapmaya çalışan yok.İlk devre bitti, ikinci yarı başladı ama değişen bir şey yok.Dengesizce edilen hücumlarda sonuç yok.Rakip bir kontra ile 2. golü bulunca uyanıyor sahadaki futbolcular.Neyse ki fark hemen bire indi yoksa maçtan puansız dönmek zorunda kalacaktı Bursaspor. Atılan şans golü de 1 puanı getirdi.3 puan da gelebilirdi ama Tuncay Şanlı rakip defansın çıkaramayacağı 2 topu kesip galibiyete perdeyi çekmiş oldu bir nevi.Sonuç olarak kağıt üzerinde sezonun belki de en kolay deplasmanından zar zor 1 puanla döndü Bursaspor.

   Sahaya çıkan 11'den al Batalla'yı, Sestak'ı ve Carson'ı, bu takım küme düşer.Durum o kadar vahim. Sahada Bangura diye bir adam var(futbolcu demeye dilim varmıyor), ne için orada olduğunun farkında bile değil.Alt yaş grubu milli takımların neredeyse bütün golcüleri Bursaspor altyapısından ama biz Bangura'yı izliyoruz forvette.Okan Deniz'in suçu nedir biri açıklayabilir mi bunu taraftara bir zahmet? Ya da diğerlerinin? Musa'ya şans veriyorsun ama bırak top oynamayı ayakta kalamıyor.N'Diaye yerlerde sürünüyor adeta.2 metreye pas atamıyor.Hakan Aslantaş sadece bir şeyler yapmak için gayretli ama yapacak beceri yok. Tuncay bitmiş, artık okeye dönüyor vaziyette.Aşırı derecede çalışması lazım.Serdar Aziz bir alemlerde ki bu kısımda ciddi bir problem var.Ciddi bir şekilde kulağının çekilmesi gerek.Yoksa hem kendi, hem de Bursaspor için yazık olacak.

   Son olarak problemin en büyüğüne değinmek lazım.Bu takımın en büyük problemi saha içinde değil, saha kenarında.Bu takım ile yaşayabileceği en büyük başarıyı ilk tam sezonunda yaşayan, takımı orta sıra takımı olmaktan çıkarıp zirve mücadelesi yapar hale getiren Ertuğrul Sağlam şu anda takımın en büyük handikapı, hatta el freni. Evet Bursaspor tarihindeki tek şampiyonluğu Ertuğrul Sağlam yönetiminde kazandı ama her geçen gün geleceğini kaybediyor.Bursaspor'un geleceği şampiyonluklardan da kupalardan da çok ama çok değerli.

25 Kasım 2012 Pazar

Kulübe?

    


   Yer Atatürk Stadı, rakip Antalyaspor.Bursaspor yine bir galibiyetten sonra ikincisini de alıp çıkış yakalamak için sahada.Sezonun ilk yarısı bitmeden 3 kere karşımıza çıkan tablo 4. kez karşımıza çıkıyor ancak sonuç yine hüsran.Maç 1-1 bitiyor.Ele geçen fırsat yine başa dönüyor bir nevi.Her seferinde umudunu kaybetmeyen, hatta daha da arttıran taraftar yine kırgın ve hayalleri biraz kırılmış olarak dönüyor evine.Birinci de tamam olur diyorsun, ikincide de, hatta üçüncü seferde bile.Ancak bu dördüncü ve cidden gözden geçirilmesi gereken durum.Ciddi anlamda bir ayar lazım takıma.

    Akşam maça bakıyoruz.İlk yarı aksayan bölgelere rağmen oyunda rakibine üstünlük sağlıyor Bursaspor ve baskı sonucu 20. dakikada golü de buluyor.Devre boyunca oyun kontrol altında ancak ikinci gol gelmiyor.İkinci yarının başında baskı devam ediyor ama bir kontrada Serdar'ın kademe hatasından rakip pozisyon buluyor ve top kalemizde gol oluyor.Asıl problem ise bundan sonra başlıyor.Hata elbette olabilir buna çok ta sinirlenmemek lazım ama maç 1-1 olduktan sonra takıma bakınca görünen durum ondan çok daha vahim.Lafa gelince Bursaspor taş gibi takım ama öyle değil.3 tane ekstra adamı çıkar gayet sıradan bir takım.Sadece belirli bir sistemi var ama kadro öyle abartıldığı gibi değil.Özellikle de yedek kulübesi.Kulübeye bakınca durumu anlamak mümkün.Takım gol atamayınca gol umudu diye A2'de bile varlık gösteremeyen Bangura giriyor oyuna düşünün artık durum ne kadar vahim.Musa Çağıran 70 dakikanın 60 dakikasında performansı yerlerde olan N'Diaye'nin yerine giriyor ama izleyince N'Diaye keşke çıkmadı dedirtiyor insana.Diğer isimlere bakınca girse maça bi hareket getirecek, oyuna direkt etki edecek ve kötü gidiatı değiştirecek bir tane adam mevcut değil.Elimizde böyle adamlar mevcut ama nedense ilk 18'de mevcut değiller.Okan Deniz diye bi genç değer var elimizde ama çocuk maaş skandalı patladığından beri A takım yüzü göremez oldu.İdmanlara başladı denilen, hatta ilk 11'de bile olabilir denilen Pinto kadroda yok.Kimsenin dikkatini çekmedi belki de ama Bursaspor 3. oyuncu değişikliğini yapmadı.Evet yapmadı.Yapsaydı bir şey mi olacaktı, büyük ihtimalle hayır ama yapmadı.Her şeyin özeti aslında burada.Kulübedeki hocanın da futbolcunun da yetersiz kaldığını net bir şekilde gösteren tablo bu maalesef.Bursaspor sadece saha içinde oturmuş bir sistem ve 3-4 ekstra adamın katkısıyla iyi sayılabiliecek bir 11'e sahip.Gerisi yok.

   Son olarak ta Serdar Aziz'e bir çift lafım var.Gençsin, hırslısın, yeteneklisin, ülkenin en iyi genç stoperisin ama çok gereksiz hareketler yapıyorsun.Geçen sene son lig maçında Muhammed Demir'e yaptıklarından sonra dün akşam da hiç alakası olmayan pozisyonda rakibine dirsek attın.Bu seni daha sevimli değil, daha antipatik yapar.Lütfen kendine dikkat et ve gereksiz hareketlerden kaçın.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Çilek OUT, Kiraz IN



    Dün akşam kritik sayılabilecek bir virajdaydı aslında Bursaspor.Hedefi için yarıştığı takımların puan kaybettiği bir haftada kazanmak zorundaydı.Rakip Mersin İdman Yurdu da bir çıkış ivmesi yakalamaya başlamıştı.Kağıt üzerinde kolay bir maç olarak gözükmüyordu maç açıkçası ve beklendiği gibi de başladı zaten.Ancak sonrasında oturmuş takım olmanın verdiği özgüvenle ağırlığını koydu maça.Üstünlüğü ele alınca Mersin kapanmayı denedi ama devre biterken gelen gol bütün maç boyunca yaşanacak olan sıkıntıyı bertaraf etti.İkinci devrede de üstünlüğünü kabul ettirince Bursaspor galibiyete uzandı.Her ne kadar Bursaspor rakibine üstün bir oyun sergilemiş olsa da aslında gerçek anlamda "iyi" bir oyun koymadı ortaya.Standardının altında oynadı.Buna rağmen en başta dediğim gibi "oturmuş takım" olmanın avantajıyla rakibine önce oyun, sonra da skor olarak üstünlük sağladı.

   Sahada seyyah gibi gezinen ve mücadelelerin çoğunda çekinerek topa giren Sestak kötü alamda en göze batan isimdi.Murat gayretli ama yeterli değil, Belluschi oyuna girdiğinde iyi ama oyun içinde fazlasıyla saklandı, Tuncay tam kapasite ile hazır değil, Batalla 2 golde katkısı olmasına rağmen çok top ezdi.Vederson için konuşmak bile istemiyorum çünkü bu takımdaki varlığı bile rahatsızlık veriyor.Bangura'ya ise söylenecek söz bile yok.Adamı A2'de denediler bugün, orada bile bir şey yapamamış.Adamın alınması bile talihsizlik.Üstelik bu adam Bursaspor tarihinin en pahalı transferi.Yazık.Gerçekten yazık.

   Ancak tüm bu olumsuz, vasat altı oyunun içinde parlayan birisi vardı.Geçen hafta kendisinden beklenen çıkışı yapan(eğer geçen hafta o golü atsa Yalova'nın nüfusunu bir geceliğine ikiye katlanırdı) ve bu hafta da bunun saman alevi olmayacağının sinyalini veren Ferhat Kiraz.Sahada bir kanat oyuncusunun ne yapabileceğini, ne yapması gerektiğini hatta daha da fazlasını gösterdi.Adam geçti, ters kanada gelip ordan pozisyona girdi, orta yaptı, arkasındaki beke yardım etti, onun yetişemediği yerde ters kademesine girdi ve bu  güzel oyununu ilk devrenin sonunda attığı golle taçlandırdı.Oynadığı bu güzel oyunla da Ozan'dan sonra sol kanat aksar mı sorularını da kafalardan silmiş oldu.

   Sezon başına dönelim.Ferhat Boluspor'dan transfer edildi.Boluspor'da takımın yıldızıydı fakat en üst ligi kaldırabilir mi şüpheliydi.Bu yüzden transferi konusunda en az olumlu eleştiriler kadar olumsuz eleştiriler vardı.Hatta olumlu düşünenlerin bile kafasında bir soru işareti vardı.İlk bir iki maçta sonradan girip pek varlık gösteremeyince olumsuz düşünceler biraz daha arttı ancak son iki haftada yakaladığı şansı iyi değerlendirdi ve bu takımın vazgeçilmezlerinden biri olabileceğini gösterdi.Transfer döneminde bir çilek muhabbetidir gitti.Hatta Ferhat Kiraz alındığında millet çilek diyor, biz kiraz alıyoruz tarzı geyikler de çıktı.Sonuç mu?Bizim Kiraz milletin çileklerini sol kanattan bindirerek solladı.Çilek OUT, Kiraz In oldu...

6 Kasım 2012 Salı

İhtimaller Denizi





  Dün akşam gözümden rahatsız olduğum için açın ilk devresinin büyük bir bölümünü izleyemedim.Açtığımda 1-0 geride olan ve gol için bir şeyler yapmaya çalışan bir takım gördüm.Son dakikalardaki baskı ve ardı ardına gelen kornerlerden sonra yüne Batalla sahneye çıkıp durumu 1-1'e getirdi.

   İkinci yarıya Vederson - Ferhat değişikliğiyle başladı takım.Baskı kurup öne geçmeye çalışırken Kasımpaşa bir iki dakika bu baskıyı kurup ileri gitti ve Carson'ın yan top zaafını tekrar gördüğümüz pozisyonda top kalemizde gol oldu.Sonrasında verilen bir mücadele vardı ama sonuca gidecek bir hamle yoktu.Bu yüzden de tam havaya girip çıkışa geçilecek maç olarak görülen Kasımpaşa mücadelesi mağlubiyetle sonuçlandı.

   En son söylenecek olanı en başta söylemek lazım.Bu takımla bu kadar olur.Belli maçlarda üst düzey motivasyon ile bir nebze işi götürür, ama sorasında bu şekil mağlubiyetler insanların umutlarını alıp fırlatır bir kenara.Anlaşılan büyük bir müdahale gelmedikçe de bu böyle devam edecek.3-4 adamın ayakta tuttuğu, bir kişinin sahne aldığında bir şeyler yapabilen bir takımla bu kadar anlayacağınız(İsimleri verme gereği bile duymuyorum, alenen sırıtıyorlar zaten saha içinde).Oyuncu tercihleri ve yönetimin genel yanlışları artık konuşmaya değersiz bi konu çünkü şahsen yoruldum ben bu konuları konuşmaktan.Mümkün mertebe yorum yapmıyorum, yapmayacağım da...

   Asıl mevzuya gelecek olursak; dün akşam mağlubiyetten daha dikkat çekici bir şey vardı ki, o da Ertuğrul Sağlam'ın açıklamasıydı.Açıklamanın sonunda söyledikleri her şeyi açıklıyor aslında."Oyuncularla konuşacağız, farklı bir şey yapmak gerekiyorsa da onu da konuşup değerlendireceğiz.".Bu cümlenin anlamı istifa sinyalinden başka hiç bir şey değil.Ancak Cuma günü oynanacak olan Beşiktaş maçı rüzgarın yönünü belirleyecek büyük ihtimalle.Üç ihtimal var bunun içinde.Birincisi; İnönü'de alınacak olan gösterişli bir galibiyet, eğer gerçekleşirse her şey sütliman olur.Yeniden zirve hayalleri, şehrin Trabzon maçı sonrası girdiği gibi yapabiliriz modu... İkincisi; iyi oyuna rağmen gelen beraberlik ya da kahreden bir mağlubiyet, istifa planlarını bir nebze kenara atıp devre arasına kadar gidişatı beklemek demek.Devre arası ise duruma göre gitmek ya da kalmak.Üçüncüsü; silik bir futbol ve alınan ağır bir mağlubiyet, akşam Ertuğrul Sağlam'ın istifasını kulübe vermesi demektir.İhtimaller denizinde görülen üç ihtimal bu şimdilik.Tabi zaman neleri getirir bilinmez.Sonu ne olursa olsun ama Bursaspor için hayırlı olan neyse o olsun...

29 Ekim 2012 Pazartesi

Sonunda


   Dün akşam tarihindeki utanç verici bir istatistiğe son verdi Bursaspor.Tarihinde ilk kez Trabzon'u Trabzon'da mağlup etti.Dışarıdan bakınca normal bir üç puan gibi görüebilir ama aslında hiç öyle değil.

   Bugüne kadar ne kadrolarla gidildi Trabzon'a. Sedat 3 mü yoktu, Nejat Biyediç mi, Ercüment-Baliç-Musisi mi; hepsi vardı ama galibiyet hiç olmamıştı.Olmaz denileni yapıp şampiyon oldu bu takım ama Trabzon'da galibiyet alamadı dün akşama kadar.Sahada vasatın ötesinde bir oyun ortaya koyamayan süper bücür Batalla sahneye çıktı ve tarihi yazdı.

   Aslında çok üst düzey bir oyun yoktu sahada.Ağırlıklı olarak orta saha mücadelesi şeklinde geçti maç.İlk yarıda Pinto'nun kaçan bir pozisyonu vardı ki, akıllara zarar cinstendi.Nasıl atamadı diye saç baş yolduk televizyon başında. Belluschi'nin plasesini yine Onur aynı güzellikte kurtardı.İkinci yarı ise daha temkinli bir Bursaspor vardı sahada.Daha dengeli oynadı takım.62. dakikada da Trabzon'u dengesiz yakaladı ve Batalla ile golü buldu.Golden sonra gelen baskıya direnç gösterip maçı da kazanmayı bildi Bursaspor.

   Günün göze batan isimleri Belluschi ve Ömer Erdoğan'dı .Belluschi'nin orta sahaya kattığı dinamizm her geçen gün etkisini biraz daha gösteriyor.Bugün de takımın en çalışkan isimlerinin başında geldi. Ömer Erdoğan ise Trabzon'un hücumdaki kulesi Janko'ya adım attırmadı. Hava toplarında büyük bir hakimiyet sağladı.

   Maçın kaderini ve Bursaspor'un tarihini değiştiren Batalla için ise ayrıca konuşmak gerek. Karabük maçından beri form düşüklüğü var üzerinde.Biraz silik bir görüntüsü var.Ancak dün akşam sahneye bir çıktı, pir çıktı.Zor pozisyonda topu çıkması imkansız yere gönderip Bursaspor'un makus talihini sonunda değiştirdi.

   Maçtaki tek eksi ise Pinto'ydu.Sakatlıktan sonra kendini bir türlü toparlayamadı.Çok kopuk oynuyor.Kendine ciddi anlamda bir çeki düzen vermeli.

   En son olarak taraftardan bahsetmek istiyorum.Sensiz bayram mı olur diye yollara düşen, 7 otobüs + 3 minibüs + özel araç ve uçakla giden, takımını sesi kısılana kadar destekleyip televizyonda her sesini duyduğumuzda bizleri gururlandıran ve şu anda hala deplasmandan dönüş yolunda olan herkese helal olsun.Alkışın en büyüğü size...



21 Ekim 2012 Pazar

Hoşgeldiniz(!)




   Sakatların iyileşmesi, 2 maçlık cezanın kalkması ve en önemlisi vaziyet ne kadar kötü olursa olsun taraftarın bu takıma yine de inanıp bir şeyleri düzeltmek istemesinin şehre yansıttığı olumlu hava ile tıklım tıklım doldu dün akşam Bursa Atatürk Stadyumu.Takım iyi de başlamıştı maça.Gol de erken gelince her şey yoluna girmişti.Ancak bir iki çapulcu yine ortamı berbat etmeyi başardı.Kale arkasında çıkan kavga bütün havayı söndürdü.Tribün uyudu, tribün uyuyunca takım uyudu ve göstere göstere Fenerbahçe golü attı.Sonrasında takım biraz toparlansa da tribün toparlayamadı.İkinci yarı yine oyun üstünlüğü Bursaspor'daydı ama tkım bir türlü golü bulamayınca maç 1-1 sona erdi.

    İşin saha boyutunu dışında iki boyutu daha vardı.Birincisi tribün ki; dün akşam içler acısı bir haldeydi.15-20 kişinin kavgası 20 binden fazla insanı çökertti resmen.Meydan boş kaldı ve deplasman seyircisi bunu iyi kullandı.İyi bir tribün performansı sergilediler .Rakip te olsa bu konuda haklarını vermek lazım.Yapılması gereken bu saatten sonra ciddi bir şekilde yeniden yapılanmaya gitmek ve bunun için herkes taşın altına elini koymalı.

   İkinci boyutu ise camia olarak haksızlığa karşı dik duruşumuzu net bir şekilde cümle aleme tekrar göstermemizdir.Sürekli söylediğimiz "Bursaspor Başkadır" cümlesinin sadece lafta kalmadığını ve hiç bir zaman da kalmayacağını göstermemizdir.Bursaspor camiasının kimseye sempatisini kazanmaya, kimseye yanaşmaya ya da şirin görünmeye çalıştığı yoktur, olmayacaktır.Birilerinin zoruna gitse de her zaman haksızlığın ve hak yiyenlerin karşısında olacaktır.Dün de emek hırsızlarına güzel bir şekilde gereken yapılmıştır.Bundan sonra da rengi ne olursa olsun haksızlık yapana karşı gereken yapılacaktır.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Futbolun İçinde Olan(!) Şeyler



   2 haftadır süren beraberlik zincirine bir halka daha ekledi dün Bursaspor.2 farklı üstünlüğü yakalamışken ve oyunu rahat bir pozisyona getirmişken arka arkaya yenilen iki gol ve kaybedilen 2 puan.Kayıp 3 puana bile çıkabilirdi son dakikada.

   Sahadaki oyun umut verici değil, futbolcular bir haller içine girmiş, kulübede alternatif kısıtlı... Neresinden tutsan elinde kalan bir durum sözkonusu.

   Saha içine bakarsak, olumlu görünen tek şey Okan Deniz'in varlığının hatırlanması.İnşallah sonu Kups maçında gol atan Ozan Tufan'a benzemez.Sestak'ın muhteşem ortasını takip eip golünü attı.İyi mücadele etti oynadığı süre boyunca ve forvetteki yerini maalesef Bangura'ya bıraktı.Olumsuzluklara bakacak olsak hangisine yetişeceğiz diye kafayı yeriz muhtemelen.Takımdaki kopukluk, Batalla'nın formsuzluğu, defansta hala Ömer Erdoğan'a bel bağlanıp gençlerin kadroya dahi alınmaması ve daha nicesi.Say say bitmez.Ancak hepsinin içinden sivrilen bir olay var ki gözden kaçması mümkün değil.Ozan İpek'in topu atmadı diye maçı bırakıp Vederson'un üzerine yürümesinin mantıklı bir açıklaması yok, olamaz da.Daha o anda sahayı terk etmesi gereken Ozan İpek 90 dakikayı sahada tamamlıyor.Maç sonunda uyarılacaklar diye geçiştirilen bir açıklama yapılıyor.Bu öyle basit bir uyarıyla geçiştirilecek kadar basit bir olay değil.Üstelik bu Ozan'ın ilk sorunlu hareketi değil.Eminim son olamayacak ta.

   Kenar yönetimi için fazla konuşmanın gereği yok aslında.Artık söylenecek bir şey kalmadı çünkü.Ertuğrul Sağlam da maçtan sonra çıkıyor basının karşısına ve diyor ki:"Karşılaşmada 2-0 öne geçip son dakikalarda goller yiyerek sahadan bir puanla ayrılmak bizim adımıza hoş bir durum değil. Sonuçta futbolun içinde olan şeyler." Futbolun içinde olan başka şeyler de var mesela sayın Ertuğrul Sağlam.Yapamıyorsan bırakmak gibi... 

23 Eylül 2012 Pazar

Bursaspor Gerçekleri, Anlayana...



Bursaspor bugün Ankara'da Elazığspor karşısındaydı.Herkes Karabük maçında yakalanan havanın bu maçla çıkışa geçeceği beklentisindeydi.Ancak öyle olmadı.Maç 1-1 bitti.

Maç içinde fena değildi takım aslında ama sahada bir şey eksikti.Eksik olan herhangi bir isim değildi, takımın en önemli parçası olan "Ruh" idi, ve o ruh olmayınca karşındaki takımdan ne kadar iyi olursan ol en fazla ne kadar olacağını gösterdi bu maç bize.Bu maçın bize tekrar gösterdiği bir şey daha var: BURSASPOR GERÇEKLERİ 

Son günlerde hepimizin duymaktan usandığı Bursaspor gerçeklerinden ziyade asıl Bursaspor gerçeklerini maç üzerinden irdeleyelim:

* Takımda hava namına hiç bir şey kalmamış.Futbolcular sahaya işimi yapayım da akşam eve gideyim mantığındaki devlet memurları gibi çıkıyorlar.Bir iki isim dışında ekstra bir şeyler vermeye çalışan yok.Karşılıklı sevgi saygı ortamı ortadan kalkmak üzere.

* Kenar yönetim evlere şenlik.Tamamen ezberci bir düzen.Bugün Bursaspor ile alakası olmayn birine 5 tane Bursaspor maçını izlet; haftaya Antep maçında kadro nasıl olur, kim girer kim çıkar diye çok rahat doğru tahminlerde bulunur.Durum o derece vahim.Hocanın kişisel hezeyanlarını söylemek bile istemiyorum.Ordan bırak bir yazıyı, yazı dizisi çıkar.

* Yönetim için ise söylenecek bir söz bile yok.Sağdan soldan Bursaspor'a düşmanlık besleyen 15 kişi toplasan mevcut yönetim kadar kötü yönetemez kulübü.Hocayı da ayarlamışlar, güzelce birbirlerini paslayıp pohpohluyorlar.Allah muhabbetlerini bozmasın(!)

Ancak çok ilginçtir ki bu durum içerisinde dahi fedakarlığını yapan, ödününü veren taraftar hiçe sayıp kamuoyuna Bursaspor gerçekleri diye saçma sapan açıklamalarla çıkılıyor ve asıl Bursasspor gerçekleri bir şekilde sümen altı edilmeye çalışılıyor.Ama unuttukları bir şey var.Bu taraftar her şeyin farkında ve sabırlar iyiden iyiye taşmış durumda.Patlaması da an meselesi.

ANLAYANA....